26 Şubat 2013 Salı

Portatif Lazımlık

Çocuğunuzun tuvalet eğitimine yeni başladıysanız ve uzun yolculuklara, gezmelere çıkıyorsanız bir tane de portatif lazımlık edinmeniz lazım..

Ben bu portatif lazımlığı almadan önce baya bir araştırdım..
Çünkü benim almak istediğim lazımlık, hayalini kurduğum lazımlık tam da buydu.. (Artık nelerin hayallerini kuruyoruz bakar mısınız?)

Aslında ilk görüşte aşkı bu lazımlıkla yaşamıştım...
Markası My Carry Potty.. 
Renklerine, şekline şemaline bayıldım.. 
Ama benim aklımdaki lazımlık bu değildi.. Bu lazımlık çevre dostu bir lazımlık.. Çocuğun çişini kakasını içinde tutacak, sızdırmayacak şekilde tasarlanmış ama uzun yolculuklar için mantıklı değil.. Düşünsenize çocuğunuzun ikinci kere kakasının geldiğini. E yol kenarında temizleyecek yer de bulamazsınız..
Hadi buldunuz, deterjanlarla mı gezeceksiniz? Hadi gezdiniz nerede kaldı bu işin pratikliği?

İşte bu benim tercih ettiğim portatif lazımlık, Potette Plus..
Bu kapalı hali..
İncecik olduğu için çok az yer kaplıyor, poşetiyle beraber çocukların çantasına koyabiliyorum..

Bu açık hali.. Etrafta temiz bir tuvalet bulamadıysanız hemen lazımlığa dönüşüyor.. Ama tabi ki yerlere yapmayacak çocuk hacetini... :)

Hemen bir poşet geçiriyorsunuz.. Bu yanında çıkan özel poşetlerinden.. İçinde sıvıyı emen bir ped var.. Ayrıca satılıyor ama bir kaç yaprak fillisinden kağıt havlu da pratik bir çözüm olabilir ;)
Çocuk işini bitirdikten sonra poşeti düğümleyip atıyorsunuz..

Gittiğiniz yerde de -bu otel olur, misafirlik olur- lazımlığınızı klozete adapte ediyorsunuz..
.
İşte bizim portatif lazımlığımız bu.. Tavsiye ederim ;)


23 Şubat 2013 Cumartesi

Haftanın instagram Anları VOL 72

Buyrun haftanın instagram anlarıma...

Cemik deli yatar demiştim daha önce :) Koca yatakta uyuyakaldığı şekle bakar mısınız?

2 haftadır annem Hindistan'da.. Bugün dönüyor.. Geçen Cumartesi akşamı babam bizde kaldı.. Biz de 3 kişi bi sofra kurduk, açtık rakı şişesini.. Bi de baktık iki şişeyi devirmişiz.. :P

Tabi ki öyle olmadı... Şişelerin dibinde azıcık azıcık vardı.. :)

Ve dolayısıyla üçüncüyü açtık :) Boy boy dizdik...

Bu güzel kız ön komşumuz Zeyno'ların köpeği... Nasıl tatlı anlatamam.. Sevmelere doyamadım resmen...

Bu da Cemik'in favori çizgi filmi... DVD'yi aylar önce kaybetmiştim, geçen gün buldum.. Nasıl sevindiğimi(zi) anlatamam...

Akşam rutinimiz genellikle şu şekilde... 19:00 Cemik yemek yer.. 19:30 Ecey yatar, biz yemeğe otururuz.. Cemik de mama sandalyesinde dursun, gidip Ecey'in odasına dalmasın diye ipadi veririz eline, oyun oynar.. Bu gizli çekim kendisine ait... Üstelik yetmezmiş gibi bir de instagrama yüklemiş :))

2 yaşındaki çocuğu yağmur çamur demeden dışarıya çıkarmazsan o seni çileden çıkarabilir.. Ben de bu hafta Cemik'i parka götürdüm.. Tabi ki parkta sadece biz vardık :) Su geçirmez -annemin Norveç'den getirdiği- tulumu giydirip saldım parka.. Nasıl hayat kurtaran bir şey bu tulumlar anlatamam... Doya doya oynadı çocuk, bütün enerjisini attı..

Enerjisini attı ama kaydıraktaki su damlalarını da incelemekten eksik kalmadı... Bir süre damlalarla oynamak kaydıraktan kaymaktan daha ilgi çekici geldi ona..

Ecey ve ara öğünü :) o ayak her fırsatta ağızda.. Tulumları, çorapları sürekli sırıl sıklam.. Ben de bol bol açıyorum ayaklarını rahat rahat kemirsin diye...

Bu da benyo sonrası Ecey... Şimdi ben bu kıza ördek demeyeyim de ne diyeyim? :)

Her şey Cemik yesin diye...

Kocci ve Nazo'nun akşam keyfi... O da bizim ilk gözağrımız işte :)

.

.

İşte bir hafta daha böyle geçip gitmiş..

Herkese mutlu hafta sonları...

22 Şubat 2013 Cuma

O Tabak Bitecek !

Cemik bir buçuk yaşına kadar yemek yeme konusunda beni hiç uğraştırmadı..
Hiç yemek seçmedi ve koca tabak yemekleri 10-15 dakikada siler süpürürdü..
Bu bir buçuk iki yaş dönemlerinde çocuklara gelen haller yüzünden bir gün yemesi bıçak gibi kesildi.. 
Uğraştırır hatta yalvartır oldu.. 
10 dakikada yediği yemeği bir saate yer oldu..
Bin bir türlü oyunlar, şarkılar, masallar, kuklalar, boya kalemleri, mutfak gereçleri.. Resmen evde yemek yedirebilmek için eline vermediğim ıvır zıvır kalmadı..
Artık evdeki her şeye olan ilgisi azaldı ve yedirmek iyice zorlaştı..
Keyfi yerindeyse yiyor, canı istemiyorsa yemiyor..
Genel olarak istemiyorsa ısrar etmiyorum ama kış günlerinde iyi beslenmesi de kolay hasta olmaması için önemli..
İşte bu yüzden Cemik'in yemek işine yeni bir heyecan katmaya karar verdim, kolları sıvadım..

Cemik'in sevdiği şeyler belli.. Canaforlar, arabalar, hayvanlar..
Bunların bulunduğu tabaklardan arayıp bulmak yerine, onun zevkine göre ve ona özel olanı kendim yapmaya karar verdim..
Önce kurşun kalemle tabağa çiziktirdim..

Daha sonra aldığım özel kalemlerle üstünden geçtim..

En son da renklendirdim..
Böyle bir şey çıktı ortaya :)

Sabah ve öğlen çok güzel yedi yemeğini.. Sanırım işe yaradı :)
Yemeklerin altındakileri merak etsin ki, tabaktakilerin hepsi bitsin..
Şimdi sıra ilgisini daha çok çekecek şeyler çizmekte..



20 Şubat 2013 Çarşamba

Bir Karalama Çalışması -Kara Tahta Boyası-

Geçenlerde kara tahta boyasıyla mutfakta yaptığım değişiklikten bahsetmiştim.. Kaçıranlar buraya tıklayabilir..
Şişenin yarısından fazlası arttı.. Ve ben deli gibi her yeri boyamak istiyorum :)
Sadece duvar boyamak da değil.. O kadar çok alternatif var ki yapılabilecek..
İşte bunlardan bazılarını paylaşmak istedim..

Ben düzen hastası bir düzensizimdir mesela :) Her şeyim mutlaka kutulardadır ama içlerinden bi şey lazım olduğunda bulana kadar hepsine teker teker bakmam gerekiyor.. Ve lanetliymişim gibi de hep en son kutudan çıkar aradığım.. Kutularımı etiketlemeyi denedim ama içlerindekileri değiştirince etiketlerdeki yazılar da amacının dışına çıkar oldu.. İşte tam bana göre bir çözüm!! İstediğim zaman silip düzeltmeler de yapabilirim.. Ayrıca bu uyduruk kutuları da 40 £ a sattıklarını görünce yapmamak için kendimi zor tutar oldum.. :) yapılacaklar listeme ekledim..

Mutfakta olduğu gibi başka yaşam alanlarında da kara tahta görmek çok hoşuma gidiyor.. Hedefimde salon ve banyo da var şu an :)) Salonda koltuklardan birinin arkası çok boş duruyor.. Hoşuma giden bir tablo da bulamıyorum asacak.. Sanırım orası boyamak için en uygun yer :)))

Kavanoz kapaklarını boyama fikrine de bayıldım.. Kavanozun içindeki baharatın ne olduğunu anlamak için koklamak yerine üzerine yazabiliriz.. İvet ivet bunu da yapmalıyım..

Ben bu fikre de bayıldım.. Yeni taşınmış bir arkadaşımın ev ziyaretine, yaş günü ya da evlilik yıldönümü kutlamasına giderken onlara özel bir şişe şampanya ya da şarap götürmek çok orjinal bir hediye olabilir bence..

Bu da partilerde bardak karıştırma kaosuna çözüm olacak bir fikir.. Masadaki kadehe bakıp "hangisi benimdi yea?" sorusuna "az olan benimdi sanki" cevabını almaktan daha iyi olabilir..

Ben kalıcı olarak bir duvarı boyamayı tercih etmem diyebilirsiniz.. O zaman hoş çerçeveli bir aynanızı ya da çerçeveyi de boyayabilirsiniz.. Çerçeveyi cart bir renge boyamak hoş olmuş.. Yapmak lazım :)

Bu fikir de çok hoşuma gitti.. Yazın bahçede mini bir parti verdiğinizde sandalyelere kimin nereye oturacağını yazdığınız minik tabelalar asabilirsiniz.. Aslında bu iş tam düğün organizatörleri için.. Hem amacına hizmet ediyor hem de çok romantik bir duruşu var..

Öyle çok büyük işlere girişemem diyorsanız kalp şeklinde bir objeyi boyayıp anahtarlık ya da kolye yapabilir, o günkü ruh halinizi ya da kalbinizden geçeni yazabilirsiniz.. :)

.

.

Herkese iyi karalamalar... ^_^

Kaynak Pinterest

Pinterest'ten beni takip etmek için tık tık...

 

19 Şubat 2013 Salı

Dinozor Temasına Dinozor Kuyruğu

Cemik'in bu seneki doğum günü temasının dinozor olduğunu biliyorsunuz.. Blogda seçtiğim temadan bahsettiğim günlerde, bloğumu takip eden ve bu sayede tanıştığımız Gökçe bir mail atmıştı.. Yabancı bir blogda dinozor temalı bir yaş günü gördüğünü söyleyip linkini vermişti..
Hemen verdiği linke bakmıştım ve bu kuyruk fikri çok hoşuma gitmişti.. Yurt dışında bu parti meseleleri çok ciddiye alındığından bir sürü malzeme de satılıyor ama burada pek bir şey bulmak mümkün değil.. Fotoğraftaki kuyruk da yanlış algılamadıysam balon gibi şişme bir kuyruk..
Fikir muhteşem ama burada bu kuyruktan bulamayacağımdan dikmeye karar verdim.. Kuzenle beraber Kemeraltı'ndan malzemeleri toparladık.. Kuyruğun kendi için yeşil bir kumaş, -ne derler bilemedim- dikenimsi, boynuzumsu şu çıkıntılar için turuncu kalın keçe, iplik ve cırt cırt aldık..
İçini doldurmak için de kırpık süngerde karar kıldık çünkü elyaf alsak çok fazla almak gerekecekti..
İlk önce bir şablon çıkardım.. Bu şablonu çıkartırken de Cemik'in belinden yere kadar ölçü aldım, bu ölçüyü kullandım.. Ben o blogdakinin aksine daha uzun tuttum kuyruğu ve ekstradan bir popo oyuntusu yaptım..
Çıkardığım şablondan iki parça kestim, üst üste getirip kaç tane keçe keseceğime karar verdim.. Kaçeyi de bir miktar büyüklü küçüklü kestim..
Daha sonra keçeleri iki parçanın ortasına, olmasını istediğim şekilde dizip iğneledim.. Tersine çevirip dikiş makinasıyla diktim.. Sadece ucunu açık bıraktım..
Düzüne çevirdiğim kuyruğu süngerle doldurdum.. Daha sonra da elle kapatıp, yine aynı kumaştan dikip ucuna cırtcırt taktığım kuşağı da sağlam olsun diye makinayla diktim..
Ve kuyruğumuz meydana çıktı :)
Çok detaylı fotoğraf çekememişim, daha fazla görselle anlatmak isterdim ama çoluk çocuk, koşuşturmaca bu kadar olmuş.. Umarım anlatabilmişimdir.. :) Zaten çok basit..
Gökçe'ye bu postu benimle paylaştığı için tekrar teşekkür ederim..

18 Şubat 2013 Pazartesi

Mutfakta Kara Tahta Var!

Eveett geçenlerde mutfakta minik bir değişiklik yaptığımdan bahsetmiştim... 

Bizim mutfağın böyle enteresan bir bölümü var.. Davlumbazın hemen üstünde sanırım raf olarak tasarlanmış bir bölüm ama sanki yarım bırakılmış gibi bir havası var çünkü iç kısmı bildiğiniz sunta şeklinde duruyor.. Belki de dolap yapılacakmış da yarım kalmış da olabilir. Öyle enteresan bir bölüm.. Ben de buraya dekoratif bir kaç bişeyle sık kullandığım erzakları vs koyuyorum..
Böyle olunca hoşuma gidiyordu ama yine de sanki bir eksiklik var gibiydi.. Bir gün bende bir lamba yandı...

Dükkan dükkan gezip aramaya vaktim olmadığı için internetten kara tahta boyası sipariş ettim.. 2 günde geldi.. 

Uygulaması çok kolay.. Hiç kokusu bile yok.. 
Palet olarak kendime plastik bir tabağı uygun buldum.. Ve tabi bir adet de fırça lazımdı..
Boyanın kapatıcılığının çok güzel olduğu yazıyordu aldığım sitede.. Yine de bir deneme yapmam şarttı..

Bir tahta parçasının üstünde yaptım denememi :) Bu tek kat boya.. Gerçekten de kapatıyor ama iki kat yapınca daha güzel oluyor..

Bakın bu ilk kat boyadığım hali.. Yeterli olabilirdi ama böyle bir alanı çok az bir miktarla boyadığı için bir kat daha attım..  Yani boya baya bir bereketli ;) Kalanı için başka projelerim var.. 

Bu da tamamlanmış hali.. Ufak bir dokunuşla bizim havamız değişti.. 
Haydi siz de yapın.. 



16 Şubat 2013 Cumartesi

Haftanın instagram Anları VOL 71

Buyrun bu haftanın instagram anlarıma...

Cemik ve bir tuvalet hikayesi daha :) Utangaç oğlum ben bakarken asla kakasını yapmıyor... Hem bakmamı istemiyor hem de tuvaletten çıkmamı.. Eh ben de bakmıyorum işte..

Mutfakta minik bir değişiklik yaptım.. Nasıl yaptım, anlatacağım...

Uyku öncesi Ecey :) Şu oyuncağı yapandan Allah razı olsun... Cemik de hala bayılıyor...

Şu her yerde dolanan hastalık bizim eve de geldi.. İlk iki gün Ecey ateşlendi, midesi kalktığı için kustu, öksürük yüzünden uyuyamadı... Doktora gittik, ballı turptan verebilirsin dedi.. Bu hastalığı da ilerlemesine izin vermeden turp mucizesiyle defettik..

Tabi bu hastalık eve girince sadece Ecey'e bulaşmakla kalmadı.. Kardeşini öpmeye doyamayan abisine ve sonra da onları öpmelere doyamayan anne ve babaya bulaştı :) İkisi de iyiler.. Bir kaç güne hiç bişeyleri kalmayacak inşallah..

.

.

İşte böyle geçmiş bir hafta.. Hastalıklar yüzünden hep evdeydik.. Umarım önümüzdeki hafta daha sosyal ve sağlıklı geçer :)

Herkese mutlu hafta sonları...