30 Mayıs 2013 Perşembe

Masaya Badana Boya

Bir ara gaza gelip bitirmek için akşamları kolları sıvadığım masam, daha yarılanmadı.. :) Çünkü elimi bile sürmüyorum.. Kalemler, resimler, boyalar çekmeceye tıkılmış durumda beklemedeler..

Ama yeni yaptıklarım var tabii, o kadar da boş oturmadım.. Mesela şu ara Cemik ve benim favori çizgi film karakterimiz Arthur ve eskilerden Bayan Kokarca (adı neydi ki bunun?)

Masanın yoğunluğu böyle olacak.. Hedefim her tarafını doldurmak, arkasından da cilalamak.. Böylece daha uzun ömürlü olabilecek..

Masa tamamlanmadığından cilalayamıyorum ve bu yüzden de her silmede çiziktirdiklerim biraz daha siliniyor.. Geçici olarak saç spreyi sıkıyorum üzerlerine, bu biraz koruyor, aklınızda olsun..

En çok vakit harcadıklarımdan biri de Betty Boopdu.. Silinmeye başlayınca tutuştum.. Ve çözüm arayışına girdim..

Çözümü basitmiş.. Piyasada satılan kalın şeffaf naylondan kestirdi Koccim masanın ölçülerine göre.. Silinenlerin de elimden geldiği kadar üzerlerinden geçtim ama ne yazık ki ilk yaptığım kadar güzel olmadılar.. Mesela Betty, artık biraz daha kalın.. :)

Şu an genel durum budur.. Elbet bu masa da bir gün bitecek.. Bitecek mi? Biter mi acabağğğ???

.

.

Bi de ne çizeceğim, o noktada da tıkanmaya başladım.. Tavsiyelere açığım.. Bi el atıverin hadi :)

 

 

28 Mayıs 2013 Salı

Okudum: Annelik Her Zaman Tozpembe Değil



Uzun zamandır doğru dürüst kitap okuyamıyorum maalesef.. Eskiden, yani Ecey ördeğim doğmadan önce, en azından Cemik'in benyo saatlerinde 15 dakikalığına da olsa kitap okumak için vaktim oluyordu.. Artık olmuyor.. Bi biri yatıyor, bi biri kalkıyor.. Benyo saatinde de birbirlerine (daha çok Cemik Ecey'e) bişey yapmasınlar diye gözümü ayıramıyorum.. Akşam da yemektir, etrafı topladır fazla vakit kalmıyor.. Kocci'yle iki muhabbet, sonra hoopp uykuya.. Genelde de koltukta sızıyorum zaten..
Blogcu Anne'nin kitabı tam benlik, çıtır çerez bir kitap.. "Kaldığım yeri unuttum, öncesinde ne olmuştu?" derdi yok.. Vakit ayırabildiğim her 5-10 dakikada okuyabileceğim bir kitaptı.. Okudum.. Çok da keyif aldım.. Birçok kişi "okurken yerlere yattım, gülmekten öldüm" yazmış.. Ben çoğunu hafif bir tebessümle, kalanını da kendime acıyarak okudum :) Ama evet, Blogcu Anne benim de hisslerime tercüman olmuş.. İyi ki de yazmış bu kitabı..

Kısacası biraz eğlenmek isteyen her annenin okuyabileceği, bence anne adaylarının uzak durması gereken bir kitap :)
İçerisinde yazanların çoğunu anneler bire bir yaşadığı için annelerden ziyade babaların ve çevrelerindekilerin mutlaka ve mutlaka okuması gereken bir kitap..
Herkese iyi okumalar..

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Cemik'e Özel Süt Şişesi

Sunum mühim kızlar..

 Geçenlerde aldığım sütün şişesini değerlendirme zamanı gelmişti.. Zira Cemik için görsellik ve sunum çok mühim.. 
Mesela beyimiz sütünü pipetle içmeyi tercih ettiği gibi, pipetinin rengini de kendisi seçmek istiyor.. Seçmemişse kıyametleri kopartıyor.. Onun için sütün geldiği yer de çok önemli.. Şişeden koyarken görmüşse daha bir şevkle içiyor, kutu sütse o pipetle köpürte köpürte kırk saatte içiyor..

 Şimdi Cemik'le yepyeni bir deneyime yelken açmaya hazırlanıyoruz.. 
Artık aldığım sütü kaynattıktan sonra Cemik'e özel olan süt şişesine dolduracağım.. 
Bunun için daha önce aldığım bir günlük süt şişesini saklamıştım.. Güzelce yıkayıp etiketini çıkarttım..

Daha sonra da görüldüğü üzere çok da yetenek gerektirmeyen çizimler yaptım.. Abidik gubidik canaforlar falan fistan.. İnternette dolanırken rastlamıştım bu figürlere, biraz onlardan kopya çektim..

Boşken bir kaos halinde görünen bu şişe, taptaze, evimize sıcak sıcak gelen sütle dolunca (korkmayın yarım saat kaynattım) pek bi sempatik oldu..
Bakalım akşamüstü süt saatinde Cemik görünce beğenecek mi şişesini?

Not: Bu arada yoğurt tüketimimiz yaklaşık 10 katına çıktığı için annem içi sırlı orta boy bir güveç aldı bana.. (Anca bir litre süt alan kapaklı bir borcamda yapıyordum, başa çıkmıyordu..) Yoğurdu da bu güvece kurdum.. (Böyle mi denir?) Nasıl olacak çok merak ediyorum.. Bu sabah 5lt süt aldım, yaklaşık 4 litresi yoğurt olma yolunda.. Bakalım neticesi nasıl olacak?

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Haftanın instagram Anları VOL 84 - 85

Buyrun son iki haftanın instagram anlarına...

Bahçe mahsullerimizden.. Maalesef bu sene ağaç çok çok az erik verdi.. Bu durumu başkalarından da duydum.. Umarım seneye daha çok verir ve biz de eriğe doyarız..

Anneler gününde çocuklarımla fotoğraf çekildik (ben çektim yani).. Üçümüzünde olduğu tek fotoğraf.. :) Fotoğrafları hep ben çektiğim için hiç beni çeken olmuyor.. Haksızlık!

Geçen hafta Pazar günü Eluşlar geldiler.. Bütün gün hiç durmadan oynayınca ve öğlen uykusuna da yatırmadığımızdan akşam 18:30'da mama sandalyesinde sızdı Cemik.. Eluş da hemen arkasından uyudu, böylece gece bize kaldı..

Rahat rahat mangalımızı yakıp wurstlerimizi pişirdik.. Güzel arkadaşlar sayesinde şu ara wurste doyduk.. :)

Peygamber böceği o akşam bana özel olarak poz verdi.. Çocukken çok oynardım bu böceklerle.. Ama daha küçükleriyle.. :) Bu o kadar büyüktü ki tırstım elime almaya..

Ecey'in "kız ördek" olduğunun ispatı "kız kirpikleri".. Ve tabii ördek dudakları :)

Durum budur.. Canım çok sıkkın.. Tekrar sil baştan başlamaya halim kalmadı..

Bir ördeğin suyla olan aşkının ispatı.. :) O su şişesiyle rahat yarım saat oynamıştır..

.

.

İşte böyle.. Yeni haftanın mutluluk ve şans getirmesini diliyorum..

Herkese mutlu hafta sonları...

 

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Bulgurlu Semizotu Yemeği

Artık yaz geldi.. 
Yazla beraber yaz yemekleri de geldi..
Geçenlerde bulgurlu semizotu yemeği pişirmiştim.. Bu basit yemeği herkesin yaptığını düşünürdüm ama sanırım o kadar yaygın bir yemek değilmiş, bilmeyen çok arkadaşıma rastladım.. Bence herkesin yemesi gereken bir yemek :)
Hem çok lezzetli, hem de besleyici..
.
İşte tarifi..
2 küçük soğanı bir çay bardağı kadar zeytin yağında iyice öldürdükten sonra 2-3 domates rendesi ekleyip kokusu güzelce çıkana kadar pişiriyorsunuz.. Tuzunu ekliyorsunuz..

Daha sonra güzelce yıkayıp ayıkladığınız semiz otlarını ekliyorsunuz ve üzerine bir bardak kadar sıcak su döküyorsunuz.. 

Ve semiz otları piştikten sonra bir bardak bulgur ve biraz daha su ekliyorsunuz, bulgurlar piştikten sonra yemek de pişti demektir..
Bulgurun miktarını iyi ayarlamak lazım yoksa yemek bulgurlu semizotu yerine semizotlu bulgur oluverir.. :)

Pişirilişi zeytinyağlı pirinçli ıspanağa çok benziyor.. Ama bunda bulgur çabuk piştiği için semiz otu piştikten sonra bulgurunu atmak önemli..
Haydi afiyet olsun..

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Eskici ELFony VOL 3: Çocukluk Çantam

Atmayan, atmaya kıyamayan, biriktiren bir kişiliğim malum..
Bakın şimdi de ne buldum?
Çocukluğumdan kalan bir çanta..

Anneannemler Almanya'dan getirmişlerdi.. Ne severdim bu çantamı... Yıllaaarrr sonra karşılaşmak çok güzel.. Daha da güzeli bir kaç seneye Ecey'in kullanabilecek olmasını bilmek..

Belki o da kıymetini bilir ve saklar.. Belki ileride onun çocuğu da kullanabilir bu çantayı..

Ama bu kadar oyuncak bolluğunun ve şımarıklığının içinde kıymetini bilir mi bilemiyorum..

En güzeli de çantanın içinden çıkan kağıt parçası.. Demek bu çantayı çok daha büyüdükten sonra da oyunlarımızda kullanmışız..

Çantadan çıkan kağıtta "Çalınan planlar 500.000" yazıyor :)

Artık dedktifçilik mi oynuyor muşuz ne oynuyor muşuz bilmiyorum ama eğlenmiş olmalıyız..

İki tane daha çanta vardı diye hatırlıyorum.. Onları da bulup çıkartmalı.. :)

 

14 Mayıs 2013 Salı

Bir Hüsran Hikayesi VOL 2

Geçenlerde instagramda da paylaştığım üzere yeşil bir boya almıştım..

Boya "fosforlu boya" adı altında satılan bir boya.. Muhtelif internet sitelerinden bulabilirsiniz.. Peki ben bu boyayla ne yapacağım? Taşları boyayıp bahçeye, yol kenarlarına koyacağım ve onlar da gece olunca parıl parıl parlayacaklar.. Fikri de Tchibo'dan çaldım :)

Neyse efenim.. Ben bu taşları boyamak için çocuklar uyuduktan sonrasını uygun buldum.. Gittim ağaçların etrafını çevirdiğimiz taşlardan azcık aşırdım, güzelce yıkadım, kuruladım..

Tutumlu bir insan olduğumdan mütevellit kara tahta boyası için kullandığım plastik tabağımı çıkardım ve boyadan bir miktar döktüm üstüne..

Taşların bir yüzünü boyadıktan sonra kurumaya bıraktım.. Kuruduktan sonra da diğer yüzlerini boyadım.. Ama ikinci katı atma ihtiyacı hissettim..

Bu arada Kocci sürekli "hadi kapatalım ışıkları, hadi bakalım" deyip duruyordu.. Ben de "dur daha ikinci katı boyamak lazım" diyordum..

Derken Kocci dayanamadı, gitti ışıkları kapattı..

.

.

Zifir zindan..

Ne parlayan var ne parıldama emaresi :)

Ben tabii hemen "iyi de daha enerji dolmadılar ki" dedim.. Bunun üzerine Kocci aldı taşları lambaya tuttu.. Sonra tekrar kapattı ışıkları..

.

.

Zifir zindan.. :)

Olmadı yani.. Bu hikaye de hüsranla sonuçlandı.. Boyayı satan sitenin açıklamasında fosforlu boya yazıyordu.. Benim için fosforlu demek gece parlayan demekti.. :) Değilmiş..

Şu an bu şekilde bahçe aydınlatmasının altını süslüyorlar.. Üstelik boyanın iddia ettiği gibi su geçirmez falan da değiller..

Bu arada istediğim boyadan buldum.. Ama şevkim kırıldığı için bu projeyi erteliyorum :)

Artık başka bahara...

 

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Denedim: Bio Oil

 

İki hamileliğimde de aldığım bütün kiloları verdim ama maalesef Cemik'ten bana hatıra bir sürü çatlak kaldı..

Kilolar gidebiliyor ama maalesef çatlaklar hiçbir zaman tamamen geçmiyor.. Kilolar gitti ama çatlaklar yüzünden bir daha hiç bikini giyemeyeceğim diye üzülüyordum.. Ta ki Bio oil reklamlarını görüp bir de Turchii'nin bir arkadaşının referansını duyana kadar..

Ürün Türkiye'de daha yeni.. Forum sitelerinde de öyle pek olumlu yorumlar okumamıştım.. Ama yabancı forumlarda çom olumlu yoruma denk geldim.. Denesem mi denemesem mi derken "ulen ne kaybederim" dedim ve başladım kullanmaya..

Sabah ve akşam dairesel hareketlerle sürerek kullanmaya başladım.. Aradaki farkı görebilmek için de karnımın fotoğrafını çekmiştim.. Ama buraya koymuyorum, hiç estetik bir görüntü olmadığı için size eziyet etmek istemem :)

Neyse.. Ürünün içinden çıkan prospektüs kılıklı kullanım kılavuzunda "en az 3 ay düzenli kullanınız" yazıyor..

Ben kullanmaya başlayalı bir buçuk ay oldu.. Şimdi o ilk çektiğim fotoğrafa bakınca gözlerim pörtlüyor.. Ben diyeyim %60 siz deyin %70 oranında görünümleri azaldı.. Nasıl mutluyum ve nasıl moralim yerine geldi anlatamam.. Dahası sezaryen izim de neredeyse kayboldu..

Uzun lafın kısası benim gibi çatlakları olan bay ve bağyan arkadaşlarıma tavsiye olunur.. Bir deneyin derim.. Kaybedeceğiniz hepi topu 25 tl.. :)

Bakalım 3 ay dolunca durum ne olacak.. Yüzümde de 12-13 yıl öncesinden kalma belli belirsiz bir yara izi var.. Ona da sürmeye başladım.. Bu arada yaşlılık belirtisi kırışıkşıklara da iyi geliyormuş.. Şimdilik ihtiyacım yok ama ileride değerlendirebilirim..

Herkese çatlaksız çutluksuz kilo vermeler, hamilelikler.. :)

 

12 Mayıs 2013 Pazar

Anneler günü

 

Bütün annelerin anneler gününü kutlarız...

 

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Haftanın instagram Anları VOL 82 - 83

Buyrun son iki haftanın instagram anlarına...

Artık yaz geldi deyip yazlık-kışlık yapmıştım.. Ama gelin görün ki yazlıklar dolaplara, kışlıklar kutulara sığmadı.. Üstelik de hamilelik vs derken kilo alıp verdiğim içim üstüme başıma pek bir şey almadım bu sene.. Verdiklerimi de sayarsak dolaplarda at koşturacak yer olması lazımdı.. Bu işte bir hata var ama.. :)

Uyku öncesi Ecey ördeği..

Yine bir işler peşine düşmüştüm.. Detaylarıyla anlatacağım :)

Ön bahçenin öncesi ve sonrası.. Bütün otları biçtim..

Bakın bizim ayrıklar biçilince bildiğiniz çim oluyor :) Doğal çim..

Cemik sevdiği yemek olunca kendisi yiyor.. Ecey de yemek için çabalıyor.. :) Cemik kendi yemeğini bitirdikten sonra kardeşini de yedirdi miydi tamamdır bu iş :))))

İlkokul öğretmenim.. Benim öğretmenim olduğu için hep kendimi şanslı hissetmişimdir..

Geçen hafta Zoiplanet ve Doorstepping'le bir araya gelmeyi başardık.. Çook güzel bir gün geçirdik..

Laliko ve Cemik.. Onlar da çok güzel vakit geçirdiler.. :)

Artık Zoi'yi daha çok seviyorum.. Çünkü elinde koocccaman bir konserve wurst ve koca bir şişe sıcak şarapla geldi.. :)

Geçen hafta sonu anneannemin doğum günüydü.. Hep beraber Ildırı'ya gittik.. Bunlar da dedemin kırmızı zambakları.. Fonda da canım annanem, Cemik ve Ecey balıklara bakıyorlar..

İyi ki doğdun anneannemcim. Nice sağlıklı, mutlu yaşlara..

Ecey ördeği ve ilk küpeleri..

Cemik'ten çektikleri yetmezmiş gibi bir de Ecey'den çekiyor zavallım Nazo.. O kuyruk koptu kopacak :))

Stokçu ve saklamacı annannemden bana bir poşet muhtelif ebatlarda tip-top.. Yani çanak çömlek bonesi.. Bence çok kullanışlı bir şey..

Dün akşam Doorstepping'lere yeni evleri hayırlı olsuna gittik.. Pizzaları da çeşit çeşit gömdük :) Galiba en çok ben yedim, pişman değilim.. :)

.

.

İşte son iki haftamız böyle geçmiş..

Aklımda yazacak, anlatacak, tavsiye edecek bi ton şey var.. Hem bedenen hem zihnen acayip dağılmış durumdayım.. Toparlanıp dönücem..

Herkese mutlu hafta sonları...