31 Mart 2013 Pazar

Haftanın instagram Anları VOL 76 - 77

Buyrun son iki haftanın bol fotolu haftaların instagram anlarıma...

Geçenlerde kuzenlerde sosisli partisine davetliydik, belki hatırlarsınız.. Onların sosisi buharda pişiren ve ekmeğin içini kızartmak için sopaları olan bir hotdog makinaları vardı.. Ben de bu mantıkla sosisleri buharda pişirdim, oldu. Ekmekleri de saç maşasına taksam olur muydu acaba? :)

Bunlar da bu hafta arkadaşımın bana yolladığı çiçekler.. O kadar güzelleştiler ki.. Tekrar teşekkür ederim İlçim'cim...

Maymun Cemik.. Artık inip çıkamayacağı hiç bir yer yok..

Evi karalamaya devam ediyorum :) Cemik'in odasına küçük bir kara tahta yaptım, şimdilik kısa süreli oyalıyor ama eminim biraz daha büyüdüğünde daha çok hoşuna gidecek..

Yazın habercisi hava durumları... Sabah 9:39'da 18 dereceyi gördüğümüz gün öğleden sonra yaz gibiydi.. Bundan sonra İzmir çok çok soğuk yapmaz herhalde.. Hatta bugün 27'yi gördüm :)

Yeni tükkan, yeni elektro gitarlar..

Bu fotoğrafta sabah kalkmak istemeyen, uykuya doyamayan Cemik, uyumaktan şişmiş durumda.. :)

Ecey ve bir yemek mücadelesi.. Yemek güzel şey ama onun için ağzının içinde tutması iki haftaya kadar çok zordu.. Şimdilerde yanaklarımız daha az yiyor.. :)

Geçen hafta Kocci'nin doğum günüydü ve Cemik elleriyle babasına pasta pişirdi :)

Malumunuz Ecey de Cemik de emzik almadı.. Evin her yerinde marka marka emzik sürünüyor.. Cemik için oyuncak oldular.. Geçende bi baktım Cemik, Ecey'e emzik ikram etmiş.. :) Ecey de dişlerini kaşımak için kullanıyor.. Bi nevi emzik almış :P

Cemik geçen gün içeriye "annecim çiçe, lale" diye girdi içeriye.. Nasıl mutlu oluyor insan :) Gelinciklere kısaca lale diyor hala ama papatyaları "çiçek" olarak genellemem yerine "papaya" demeye başladı..

Sevenlere saygı duymakla beraber, karı koca hiç sevmediğimiz bir dizinin finalini yapacağını görünce biz çok sevindik :)

Bunların bu halleri beni bitiriyor ya :)) Mama sandalyesinde bile el eleler...

Ecey ortalardaysa, Cemik hep yanında.. Yavaş yavaş beraber oyun oynamaya ve birbirlerini oyalamaya da başladılar..

Yine bir evi karalama çalışması... Bu sefer mekan banyo.. Hedef banyo dolabı...

Yine bir yataktan kalkmak istemeyen Cemik :) Yat Cemik yat.. Keşke ben de yatabilsem...

Vee geçen sene ellerimle diktiğim çağla badem ilk mahsulünü verdi.. Çok mutluyum çok!! :))

Papatya güzeli Ecey ördeği 7 aylık oldu.. Kiloları iyice dağıldı, artık daha az kilo alıyor ama yanaklardan fazla ödün vermiyor :)

Nazo Hanım ve göz diktiği oğlumun tahtı..

Cemik'le bahçedeki hayvanları tanıyoruz.. Hep kedi, havhav, mee, möö bü yere kadar tabii..

Benim için günün en yorucu ama çocuklar içien güzel anı.. Benyo zamanı.. Geçenlerde çocukları aynı anda yıkadım.. Cemik keyfe devam ederken banyoda Ecey'i kurutup giydirdim, hemen yatağına koydum, eline de oyuncak verdim oyalansın diye.. Sonra Cemik'i yıkadım, giydirdim ama Ecey kıyamati kopardıbu süre boyunca.. Banyodan sonra hemen yatmaya alışık olduğu için, oyunu bünyesi kabul etmedi.. :) Beraber yıkayıp yatırmak için daha erkenmiş, biraz daha sabretmem lazım..

.

.

İşte son iki haftam böyle geçmiş..

Herkese çook mutlu bir hafta dilerim...

 

28 Mart 2013 Perşembe

Çeviri Meselesi

Zaten uzmanlar iki yaşına kadar televizyon kesinlikle (!) önermiyorlar ama maalesef çocuğun televizyonla tanışması kaçınılamaz bir son..
Ha evde televizyon bulundurmuyorsanız o ayrı.. Ama bir çok anne için televizyonun bir kurtarıcı olduğu da kesin.. 
Cemik televizyonla ilk tanıştığında 6 buçuk aylıktı.. Pek ilgilenmemişti, ben de uzun süre -ara ara bir kaç sefer  dışında- televizyon karşısına geçirmemiştim.. Televizyonda yaşına uygun bir çizgi film de yoktu zaten.. Şimdilerde günde hemen hemen bir saat kadar oturup izliyor.. Bu, genelde kahvaltı sonrası ben mutfağı toplarken ve akşam üstü en sevdiği çizgi filmin başladığı saat oluyor, o da yemek öncesine denk geliyor, ben yemeği hazırlıyorum..
Ece bugün 7 aylık oldu ama henüz televizyon izletmiyorum ona.. Azcık daha büyüsün..
Neyse.. Mesele çocuklara televizyon izletip izletmeme meselesi değildi de dağıldım.. Hemen toparlıyorum..
6-7 ay öncesine kadar Cemik'e pek televizyon seyrettirmiyordun.. Youtube'dan yüklediğim çizgi filmlerden açıyordum ara ara.. Bunlar da genelde yabancı çizgi filmler oluyordu.. Mesela hala daha en favori çizgi filmleri "Ben and Holly's Little Kingdom" ve "Peppa Pig". Aşırı kudurduğu zamanlarda ya da mutlaka bir yerde sabit kalması gerekiyorsa -ev tadilattayken çok hayatımı kurtardı- açıyordum önüne, seyrediyordu.. Başka da hiç bir çizgi filmi bu şekilde izlemiyordu.. Bu çizgi filmler de orjinal dillerinde olduğu için bu zamana kadar televizyon kanallarındaki Türkçe'ye çevrilmiş çizgi filmlerin çevirilerindeki dandikliği fark etmemiştim.. 
Şimdilerde Cemik'in televizyondaki tek favori çizgi filmi "Arthur".. Ben de çok seviyorum :) Senaryoyu yazan kadro muhtemelen çok eğleniyordur.. Benim favori karakterimse D.W. Kocci "kendini görüyorsun di mi?" diye takılıyor :) Olabilir.. 
Gelelim çizgi filmlerde denk geldiğim ve aklımda kalan bazı "saç baş yoldurtacak" cinsteki çeviri abukluklarına..

-Yemeğin üstüne biraz sıcak sos ister misin? 
diye soruyor büfedeki şahıs.. Ve çocuk evet deyince de ağzı yanıyor.. Ama tabi ki sıcaktan değil.. Oradaki sıcak sos "hot sauce" ve doğru çevirisi de "acı sos". Benim annem de çevirmen, kitapların dışında film ve belgesel de çok çevirdiği için biliyorum ki metinle beraber görüntü de gönderiliyor çevirmene.. Hadi görüntü yok elinde, azıcık mantık da mı yok? Hadi mantık yok.. Google da mı yok sende?

İşte Google'a "hot sauce" yazınca verdiği tepki..


-Gözlemene şurup ister misin?
Bu apayrı bir mesele.. Uyarlama.. Tamam görüntüdeki "pancake"i kültürümüze uzak bularak gözleme olarak çevirebilirsin.. Ama arkadaş şurup ne? Hangi yöremizde gözlemeye şurup döküyoruz biz? Ayrıca bizde şurup kavramı ne? Benim bir tek öksürük şurubu geliyor aklıma.. İlla uyarlayacaksan gözleme yerine omlet desen, şurup yerine de bal ya da reçel desen -ki şerbete bile razıyım- olmuyor mu? Sen pancake demeyi içine sindiremeyip nasıl "syrup"u şurup diye çevirirsin?" demezler mi adama?


Bu syrup da neymiş derseniz.. Buyrun efenim çakma bal gibi bişey sanırım.. 

-Eğer mutluysan ve el çırpmayı biliyorsan, ellerini çırp......
Ahhh ahhh.. Bu da bir şarkı... Katledilerek Türkçe'ye çevrilmiş bir çocuk şarkısı.. Sanırım bilmeyeniniz yoktur..

"If you're happy and you know it clap your hands.
If you're happy and you know it clap your hands.
If you're happy and you know it and you really want to show it,

If you're happy and you know it clap your hands.


If you're happy and you know it stomp your feet.

If you're happy and you know it stop your feet.

If you're happy and you know it and you really want to show it,

If you're happy and you know it stop your feet.

If you're happy and you know it shout "Horray!"
If you're happy and you know it shout "Horray!"
If you're happy and you know it and you really want to show it,
If you're happy and you know it shout "Horray!"

If you're happy and you know it do all three.
If you're happy and you know it do all three.
If you're happy and you know it and you really want to show it,

If you're happy and you know it do all three!"





Bu da şarkının tamamı.. Burada bilinen nerdir? El çırpmak mı? Mutlu olduğunun farkında olmak mı?
Vallahi kendimi yoramayacağım.. Bu çeviriyi yapan arkadaşı direk Allah'a havale ediyorum... Bu hataları fark etmeyip seslendirmeleri yapanlara da ayrıca teessüflerimi bildiririm..

Bu yazıma da esas yabancı dilimin İngilizce değil Fransızca olduğunu belirterek son vermek isterim..
Yiğit Özgür'ün bu karikatürüyse tüm sevenlerine gelsin..




18 Mart 2013 Pazartesi

Adım Adım Paris VOL 15 - Bisikletli Protesto

Bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Paris'te de bisiklet kullananların sayısı çokça.. Taşıtlarla alakalı yazdığım Paris yazısında bahsettiğim gibi maalesef bazı kötü niyetli insanlar, başkalarının bisikletlerine zarar veriyorlar..


Biz oradayken bu konuyla ilgili bisikletli bir grubun protestosuna denk gelmiştik..
İnsanların protesto biçimlerini de paylaşayım dedim..
Videoda önce ne söylendiğini anlayamıyoruz, ki başta zaten farklı bir şey söylüyorlar.. Daha sonra "Paris à vélo" da dendiğini duyuyoruz.. Kocci bunu komik bir şekilde çeviriyor Türkçeye :)) Ama aslında Paris'te bisiklet kullanılmasıyla ilgili bir slogan bu.. Yani "yürüyerek Paris" der gibi "bisikletle Paris" diyorlar.. Tam nasıl çevrilir bilemediğimden böyle anlatayım dedim.. 
Daha sonra yine geçenlerden biri "bisikletleri kırmayı bırakın" diyor.. O zaman durumu anlıyoruz.. Paris'ilerin sokağa kilitledikleri bisikletlerine zarar verenlerden sıtkı sıyrılmış.. 


Destekliyoruz.. :)
Ayrıca bizim memleketimizin de bisiklet kullanıma uygun hale gelmesini diliyoruz.. 

16 Mart 2013 Cumartesi

Haftanın instagram Anlatı VOL 75

Buyrun bu haftanın instagram anlarıma...

Bu hafta benim için çok yorucu ama bir o kadar da keyifliydi.. Şiddetli baş ağrılarım devam etti ama baş ağrımın sebebini buldum.. Evde tıkılı kalmak.. Evet, haftada bir gün insan içine çıkmak, çalışamamak, sadece çoluk çocukla uğraşmak bende şiddetli baş ağrısı yapıyor..

Yine de çocukların böyle birbirleriyle sarmaş dolaş hallerini belgeleyebildiğim için çok mutluyum.. :)

Baş ağrımın bir miktar daha hafif olduğu bir akşam masa boyamaya devam ettim.. Bu arkadaş beni biraz uğraştırdı ama neticesi güzel oldu.. :)

Yeni bir şube açıyoruz.. Kocci dışarıdaki işlere koştururken ben de gelen malları karşılayıp, yerleştirme ve fiyatlandırma kısmına yardım ediyorum.. Tabii Ecey daha çok küçük olduğu için o da benimle geçiriyor günü.. Yorgunluk oluyor tabii, çocuk bütün günü bebek arabasında geçirmek istemiyor.. Yatağını arıyor, doğru düzgün uyumuyor..

Neyse... Bunlar gitarların bir kısmı...

Burada da Cemik'in Ecey'i yatağına koyduğumda verdiği tepkiyi görüyoruz.. Onları böyle görünce iyi ki yapmışım diyorum :))

Çarşamba yine Ecey'le dükkandaydık.. O gün gerçekten çok yoruldum çünkü hem dünya kadar mal geldi hem de Ecey Hanım bebek arabasında durmak istemeyince mecbur bütün gün sırtımda taşıdım..

Ve artık dün yardıma gittiğimde sütümü sağıp annaneme bıraktım Ecey'i.. Allah annaneme (herkesinkine) sağlık versin, uzun ömür versin.. O olmasa naparmışım bilmiyorum.. Bütün gün baktı Ecey'e de, ben de rahat rahat çalıştım..

Ve baş ağrımın sebebinin evde oturmak olduğunu bu şekilde fark ettim çünkü çalıştığım günlerde başım hiç ağrımadı :)) İşe döneceğim günü iple çekiyorum.. Çok özledim gerçekten.. O kadar uzun zaman oldu ki.. Cemik yaşını doldurduğunda sadece 3 ay çalışabilmiştim.. Onu da saymazsak neredeyse iki buçuk senedir evdeyim..

Çenem düştü, devam edelim... :)

Kocci kolayı bir gece önceden buzlukta unutmuş.. :) Ne de olsa üzerinde "soğuk içiniz" yazıyor değil mi ama?

Dün yaratıcı bir şoförün dolmuşuna denk geldim :) Ya da adamın canı sıkılmış da diyebiliriz... Kendisine selamlar.. :)

.

.

İşte bu hafta böyle koşuşturmacayla geçti.. Bu koşuşturmaca bana çok iyi geldi.. Hem baş ağrım azaldı hem de bir ikilo daha verdim ;)

Ecey'in düzenini bozmaktan memnun olmasam da halim olursa önümüzdeki hafta da dükkana yardıma gitmeyi planlıyorum..

Bu arada tarihe not olarak düşelim: Hava bir kaç gün yaz gibi geçti ve tekrar soğudu.. Hatta bu sabah İstanbul'a kar da yağmış.. İzmir ise yağmurlu.. :)

.

Herkese mutlu hafta sonları...

 

 

 

 

 

 

 

 

11 Mart 2013 Pazartesi

Kadınlar Günü Toplantısı

Geçmiş kadınlar günümüz kutlu olsun kızlar..
Geç kalmış bir kadınlar günü postuyla karşınızdayım..
.
Biz şu an oturduğumuz siteye taşınalı bir buçuk sene oldu.. Yani burada geçirdiğim ikinci kadınlar günü..
Site kadınları her sene kadınlar gününde toplanıp kendi aralarında eğleniyorlar.. Geçen sene katılmamıştım ama bu sene biraz da Kocci'nin ısrarıyla katıldım "kadınlar günü partisi"ne.. İyi ki de katılmışım.. 
Bir sürü çok tatlı komşum olduğunu öğrenmiş oldum.. 


Öyle çok kalabalık değildik.. İçeriye girer girmez tanışmalar başladı.. Hemen isim rozetimi yakama iliştirdim, ortama aktım..

Kadroyu tamamladıktan sonra temaya uygun kısa bir video gösterisi izledik..

Masamız da çok şık hazırlanmıştı..

Saatlerce uğraşıldığı ve çok özenildiği belliydi..

Davetiyede "saat 20:00'de kadehinizi, içkinizi kapın gelin" yazıyordu.. Ben de çocukları yatırıp kadehimle içkimi kaptığım gibi gittim..

Gece "kadınlar günü" olunca menü de kadınları doyuracak ve fazla kalori hesabı yapmaya sokmayacak şekildeydi.. Hele de aramızda sitenin plates hocası da olunca sanırım başka türlü olamazdı.. :) Zaten bir ara "hocam vallahi bakın, fazla yemiyoruz" seslerine de kulak misafiri oldum..

Aramızda hiç erkek yoktu.. Bir ara "aslında kadınlar günü bugün, erkekler gelip bize kendimizi özel hissettirselerdi daha güzel olmaz mııydı?" diye konuşuldu ama aslında aramızda minik bir erkek vardı..
Henüz annesinin karnında şafak sayan bir oğlan nonosu.. :)
10 yaşındaki kızına bir oğlan kardeş dünyaya getirme hazırlanan Gözde de bu geceyi kaçırmak istememişti..

Gecenin ilerleyen dakikalarındaysa herkes tefini, marakasını kaptığı gibi piste koştu..
Hep beraber şarkılar söyledik, bolca sohbet ettik, dans, muhabbet, yeme-içme derken geceyi tamamladık..
.
Bu geceyi organize edenlere ve emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum..
Kadınlar günümüz kutlu olsun..







10 Mart 2013 Pazar

Haftanın instagram Anları VOL 73 - 74

Bak hiç soruyor musunuz "nerelerdesin sen?" diye.. 2-3 haftadır korkunç baş ağrılarıyla boğuşuyorum.. Bu mevsim geçişlerinde, özellikle de ilkbaharda çok olurdu bana ama dayanamadığımda -ki genelde dayanırım, kolay kolay ilaç içmem- bi ağrı kesici içerdim, geçerdi.. Bu sefer ağrı kesici de fayda etmiyor.. Bütün günü çok ciddi baş ağrısıyla geçiriyorum.. Emzirdiğim için çok kuvvetli ağrı kesiciler de içemiyorum.. Dolayısıyla çocuklardan vakit bulduğumda hobilerim yerine dinlenmeye vakit ayırıyorum..

Hatta dün akşam o kadar kötüydüm ki annemi arayıp çocukları yatırmak için yardıma çağırdım.. Nasıl bir gayretle Ecey'i emzirip yatırdığımı bi ben bilirim.. Bir kuvvet geliyor işte insana.. Tansiyonum falan da düşmüştü..

Bu arada bakıcı maceralarımızı hatırlarsınız.. Durdum durdum turnayı gözünden vurdum diyordum, 3 aydır çok memnun olduğum ve Cemik'in de tam anlamıyla alıştığı kız hamile kaldı.. Hayırlı uğurlu olsun, Allah tamamına erdirsin, sağlıkla.. Ama olan yine bana oldu :( Şimdi sil her şeyi baştan başla.. Cemik yeni biri gelince isyan edecek, bir kaç hafta elinden yemeyecek, şımaracak.. Bakalım hemen düzgün birini bulabilecek miyiz? Evin düzenine alışması, Cemikle birbirlerine alışmaları, benim alışmam, güvenmem.. Off offf...

Neyse işte..

Burun son iki haftanın instagram anlarıma...

2 hafta önce annem Hindistan seyahatinden döndü.. Biz de görmeye gittik..

Biz sokağa çıktık ya yağmur da yağmaya karar verdi.. :)

Annemin Hindistan'a ikinci gidişiydi :) Bu sefer Hintli olup döndü..

Tabi gelirken de "alma" dememe rağmen çikolata da getirmiş.. Eh o getirmiş, bana da yemek düştü :)

Cemik'in bir miktar iştahı kapanmıştı, yemek yemek istemiyordu.. Biz de bir kaç gün ocak başı sefası yaptık.. Yemeğini ısıttıktan sonra kabın içinde karıştırttım, "tat bakalım" diye diye yedirdim.. Yavrum da kendi pişirdi zannedip hepsini yedi.. :)

Tabii yemekten sonra çıkardığı bulaşığı da kendisi yıkadı :)

Kuzenlerde wurst partisine davetliydik.. :)) Valla yerim olsa 2-3 tane daha yerdim.. En yakın zamanda tekrarlamak dileğiyle..

Geçen hafta kolumda böyle bişeyler çıktı.. IG dünyası olarak ne olduğuna karar veremedik :) Ama kendi kendine geçti neyse ki..

Badem ağaçlarımız çiçek açtı :) İnşallah bu sene yiyebiliriz, geçen sene hiç vermemişlerdi..

Masayı tamamlama zamanı geldi, kolları sıvadım.. İyi olursam yakın zamanda bitirmeyi planlıyorum..

Senenin ilk çağla bademini de Kocci'nin sürpriziyle yemiş olduk.. :)

Cemik ve yemek öncesi boya seansı..

Ve bir yemek sonrası karesi.. Artık iki tontiko aynı zamanda yemek yiyor.. Ecey bitirince Cemik çereze geçiyor, ben de bu arada kızı yıkayıp yatırıyorum :)

Biri kızımın biri oğlumun önlüğü.. Allah bunları icad edenden de imal edenden de razı olsun :) Cemik'in başka bir tane daha vardı ama bir süre sonra parçalandı gitti, almaya niyetliyseniz bu markanınkini alın, evladiyelik olsun.. Cemik'inkinin sadece yazısı silindi..

Cemik'in kitabının ilk sayfası.. 6-7 sayfalık bir kitap basacak adamların dönüp de bir okumamalarını ve böyle imla hatalarıyla basmalarını anlayamıyorum..

Kadınlar gününü site kadınları bir araya gelerek kutladık.. Aslında dün yazacaktım ama o kadar kötüydüm ki yazamadım, taslaklarımda hazır, en kısa zamanda yazacağım..

Bu da partiden bir kare.. (Kaşlarım ne kadar ince çıkmış!! Halbuki hiç inceltmiyorum ama fotoğraflarda incecik çıkıyor..)

Ve Ecey ördeği 6 ay 9 günlükken dişini patlattı.. Tarihe geçsin :)

.

.

Herkese mutlu bir hafta dilerim..