Zaten uzmanlar iki yaşına kadar televizyon kesinlikle (!) önermiyorlar ama maalesef çocuğun televizyonla tanışması kaçınılamaz bir son..
Ha evde televizyon bulundurmuyorsanız o ayrı.. Ama bir çok anne için televizyonun bir kurtarıcı olduğu da kesin..
Cemik televizyonla ilk tanıştığında 6 buçuk aylıktı.. Pek ilgilenmemişti, ben de uzun süre -ara ara bir kaç sefer dışında- televizyon karşısına geçirmemiştim.. Televizyonda yaşına uygun bir çizgi film de yoktu zaten.. Şimdilerde günde hemen hemen bir saat kadar oturup izliyor.. Bu, genelde kahvaltı sonrası ben mutfağı toplarken ve akşam üstü en sevdiği çizgi filmin başladığı saat oluyor, o da yemek öncesine denk geliyor, ben yemeği hazırlıyorum..
Ece bugün 7 aylık oldu ama henüz televizyon izletmiyorum ona.. Azcık daha büyüsün..
Neyse.. Mesele çocuklara televizyon izletip izletmeme meselesi değildi de dağıldım.. Hemen toparlıyorum..
6-7 ay öncesine kadar Cemik'e pek televizyon seyrettirmiyordun.. Youtube'dan yüklediğim çizgi filmlerden açıyordum ara ara.. Bunlar da genelde yabancı çizgi filmler oluyordu.. Mesela hala daha en favori çizgi filmleri "Ben and Holly's Little Kingdom" ve "Peppa Pig". Aşırı kudurduğu zamanlarda ya da mutlaka bir yerde sabit kalması gerekiyorsa -ev tadilattayken çok hayatımı kurtardı- açıyordum önüne, seyrediyordu.. Başka da hiç bir çizgi filmi bu şekilde izlemiyordu.. Bu çizgi filmler de orjinal dillerinde olduğu için bu zamana kadar televizyon kanallarındaki Türkçe'ye çevrilmiş çizgi filmlerin çevirilerindeki dandikliği fark etmemiştim..
Şimdilerde Cemik'in televizyondaki tek favori çizgi filmi "Arthur".. Ben de çok seviyorum :) Senaryoyu yazan kadro muhtemelen çok eğleniyordur.. Benim favori karakterimse D.W. Kocci "kendini görüyorsun di mi?" diye takılıyor :) Olabilir..
Gelelim çizgi filmlerde denk geldiğim ve aklımda kalan bazı "saç baş yoldurtacak" cinsteki çeviri abukluklarına..
-Yemeğin üstüne biraz sıcak sos ister misin?
diye soruyor büfedeki şahıs.. Ve çocuk evet deyince de ağzı yanıyor.. Ama tabi ki sıcaktan değil.. Oradaki sıcak sos "hot sauce" ve doğru çevirisi de "acı sos". Benim annem de çevirmen, kitapların dışında film ve belgesel de çok çevirdiği için biliyorum ki metinle beraber görüntü de gönderiliyor çevirmene.. Hadi görüntü yok elinde, azıcık mantık da mı yok? Hadi mantık yok.. Google da mı yok sende?
İşte Google'a "hot sauce" yazınca verdiği tepki..
-Gözlemene şurup ister misin?
Bu apayrı bir mesele.. Uyarlama.. Tamam görüntüdeki "pancake"i kültürümüze uzak bularak gözleme olarak çevirebilirsin.. Ama arkadaş şurup ne? Hangi yöremizde gözlemeye şurup döküyoruz biz? Ayrıca bizde şurup kavramı ne? Benim bir tek öksürük şurubu geliyor aklıma.. İlla uyarlayacaksan gözleme yerine omlet desen, şurup yerine de bal ya da reçel desen -ki şerbete bile razıyım- olmuyor mu? Sen pancake demeyi içine sindiremeyip nasıl "syrup"u şurup diye çevirirsin?" demezler mi adama?
Bu syrup da neymiş derseniz.. Buyrun efenim çakma bal gibi bişey sanırım..
-Eğer mutluysan ve el çırpmayı biliyorsan, ellerini çırp......
Ahhh ahhh.. Bu da bir şarkı... Katledilerek Türkçe'ye çevrilmiş bir çocuk şarkısı.. Sanırım bilmeyeniniz yoktur..
"If you're happy and you know it clap your hands.
If you're happy and you know it clap your hands.
If you're happy and you know it and you really want to show it,
If you're happy and you know it clap your hands.
If you're happy and you know it stomp your feet.
If you're happy and you know it stop your feet.
If you're happy and you know it and you really want to show it,
If you're happy and you know it stop your feet.
If you're happy and you know it shout "Horray!"
If you're happy and you know it shout "Horray!"
If you're happy and you know it and you really want to show it,
If you're happy and you know it shout "Horray!"
If you're happy and you know it do all three.
If you're happy and you know it do all three.
If you're happy and you know it and you really want to show it,
If you're happy and you know it do all three!"
Bu da şarkının tamamı.. Burada bilinen nerdir? El çırpmak mı? Mutlu olduğunun farkında olmak mı?
Vallahi kendimi yoramayacağım.. Bu çeviriyi yapan arkadaşı direk Allah'a havale ediyorum... Bu hataları fark etmeyip seslendirmeleri yapanlara da ayrıca teessüflerimi bildiririm..
Bu yazıma da esas yabancı dilimin İngilizce değil Fransızca olduğunu belirterek son vermek isterim..
Yiğit Özgür'ün bu karikatürüyse tüm sevenlerine gelsin..
ya evet genelde el çırpmalı şarkı çok komik:)) baby tv-i de zaten çeviriler içler açısı..Mecbur kalınca açıyoruz, ne yapalım..
YanıtlaSilama en güzelini karikatür anlatmış zaten:))
çizgifilmlerden hazetmeyen ben sadece arturu seyrediyorum , bana çocuklardan çok yaşı büyüklere hitap ediyor gibi geliyor ve oradaki tek favorim benim de D.w:)
YanıtlaSildoğru bi tespit olmuş bu yazı..sonuna kadar katılıyorum hele karikatürdeki olay :)
YanıtlaSilharıka bır tespıt gercekten,özellikle şarkılarda hıc cekılmıyor..
YanıtlaSil