Hiç "neden ben?" diye sormadım.. Çünkü benim başka bir anneden farkım yok.. "iyi ki benim çocuğumun başına gelmedi" demediğim gibi "neden benim başıma geldi!" diye de düşünmedim..
Ama geçen gün şöyle dedim..
Neden?
.
Her günüme şükrederken ben, çocuklarıma her bakışımda "şükürler olsun" derken, neden?
Neden Ece bu kadar büyümüşken?
Sapasağlam, yanakları pespembe, tombik tombik kahkahalarla etrafta dolanırken?
Yemeğini iştahla yerken, banyo yapmaktan keyif alırken, abisiyle saatlerce oyun oynamaya başlamışken?
Neden diyorum? İsyan etmiyorum da, sadece merak ediyorum sebebini..
Biri gelsin bana desin ki.. Şu, şu, şu yüzden Ece'nin gitmesi gerekiyordu. Şu, şu, şu yüzden de bu kadar büyüdükten sonra bunun olması gerekiyordu..
.
Rüyamda neden göremiyorum diyorum..
Hani ruhlar hep bizi izler, görürlermiş ya.. Ben hiç öyle hissetmiyorum.. Ece hiç yok yanımda.. İzlemiyor beni..
Öyle derinden bir his bana diyor ki; Ece'nin bu dünyayla işi tamamen bitti.. Onun buralarda işi yok artık..
Maillerden, yorumlardan okuyorum..
Hocalara soruyorlarmış, "akrabam vefaat etti, çok severdim, neden hiç rüyamda görmüyorum?" diye.. Hoca da diyormuş ki "sen huzurlusun da ondan".
Belki de doğru.. Huzurluyum gerçekten.. Ece'den yana hiç şüphe yok içimde.. Onun mutlu olduğunu biliyorum.. Aklım Ece'de değil çünkü o emanet edebileceğim en güvenli yerde.. Etrafında en ufak bir tehlike yok.. Değil kötü insanlar, ayağının takılacağı bir taş bile yok belkide.. Ya da düşse bile dizi kanamayacak biliyorum.. Ondan yana bu kadar huzurluyum diye mi gelmiyor rüyama?
Ama haksızlık bu.. Bu bana ödül değil, ceza olabilir ancak..
Çok özledim.. Anlatamam.. Hakkım benim, rüyamda görmek..
.
Her gün karanlık sanki bana artık..
Öyle zor geliyor ki her şey..
Keşke düşüncelerimi de gömebilseydim o toprağa Ece'yle birlikte..
Hem bir yandan içim rahat, biliyorum Ece'nin bir ihmal yüzünden gitmediğini ama işte nasıl bi psikolojiyse, sürekli bir pişmanlık arıyorum kendimde..
Keşke diyorum mesela, gitseydim kızımı yıkamaya.. Son kez yıkasaydım.. Keşke yapsaydım bunu..
Öyle kızıyorum ki kendime, madem gitmedim yıkamaya, neden son bir kez sarılmadım sıkı sıkı mezara koymadan önce kızımı? Neden yapmadım neden? Alnına minicik bir öpücük kondurabildim sadece..
Etrafımdakiler düşürürüm sandılar, tamamen bırakmadılar bana.. Düşürmezdim ben kızımı.. Keşke son bir kez sımsıkı sarılabilseydim ona mezara girmeden önce..
Mesela öyle pişmanım ki üzerine toprağı kürekle attığım için.. Neden avuçlarımla dökmedim ben o toprağı üzerine? Neden?
Hatta belki çok saçma ama, onu gömerlerken çok istedim sevdiği ninniyi son kez ona söylemeyi.. Ama yapmadım.. Öyle pişmanım ki yapmadığım için.. Neden yapmadım neden? Belki o an benim içimden gelen, onun da istediği şeydi.. Öyle pişmanım ki son kez ona ninnisini söylemediğime..
.
Tekrar geri geldi o günler..
Her gün, her an, her saniye Ece aklımda.. Onu o sabah bulduğum haliyle..
Her şey iyiye giderken neden geri sarmaya başladım şimdi?
Bazı geceler dua ediyorum.. "Hadi Allah'ım beni de al yanına, hemen şimdi al" diyorum.. Madem diğer hayatımızda, burada yaşadığımız hayat bir göz açıp kapayıncaya kadar kısa.. Kavuşayım ben kızıma hemen şimdi, sonra gözümü bir açıp kapatayım, gelsin sevdiğim herkes yanıma..
Gelsin madem hadi dünyanın sonu, bitsin bi çile, bu işkence.. Kavuşsun herkes sevdiğine, sonsuza kadar..
Herkes ilahi adalete kavuşsun, gerçekten hak ettiğini yaşasın bundan sonra..
Kötülük diye bir şey olmasın, hırs, fesatlık, iki yüzlülük olmasın o hayatta..
.
Ama yine o içimdeki çok şiddetli his, tüm bunlara daha çoook var diyor..
.
Allah'ım sen bana yardım et...
.