Yazmaya çoook geç kalınmış bir yazı..
.
7 Haziran'da Alaçatı Kaybolan Lezzetler Festivali vardı.
Biz de Bumerang üyesi birkaç blogger olarak oradaydık..
Ama öncesinde...
Doorstepping ve DurumBildirimi ile erkenden buluşup muhabbetin dibine vurduk..
Festival saatinde kahvelerimizi içmiş, aç biilaç hazır ve nazırdık..
.
.
Ah eski ben olsam ne fotoğraflar çekerdim ne fotoğraflar.. Ama bir miktar bezmiş ruh halim yüzünden festivalden pek kare yok elimde..
O yüzden hayal gücünüze sığınarak iki adet fotoğrafla idare etmenizi rica edeceğim :)
Aslında bu fotoğrafları da DurumBildirimi'nden ödünç aldım..
Festivalde yemekler kadar ithal şeflerin karizmaları da pek konuşuluyordu..
Konuşanların yalancısıyım tabii..
.
Festival alanında Mehmet Yaşin, Nedim Atilla, Göçen Adar ile ufak bir sohbet oldu..
Gökçen Adar'ın söylediği yemek tangoları kayda değerdi, bende kaydettim ama yüklemeye üşendiğim için hazıra konuyor ve Doorstepping'in blogundan aşırıyorum..
Günün ilk "özçekim"i de Mehmet Bey ve benden geldi..
Hatıra işte..
.
Standlardaki muhteşem yemeklerden tadamadık.. Kalabalığa yanaşmak zordu..
Biz de kendimizi birkaç sokak dönemeci uzaklıktaki turşucu abinin yanında bulduk..
"Abi turşu var mı?" diye yanaştığımız tezgahından kahkaha atarak karşılık verdi, başka biri olsa "olmaz mı? turşucuyuz zaten biz" gibisinden açıklamalara girerdi.
Espriden anlayan insanın turşusu da bir başka oluyormuş. İçtik.. Bayıla bayıla..
.
Ve daha sonra o saatlere kadar yemek yememe sebebimiz olan Beğendik Abi'nin yolunu tuttuk..
Çantaları bize ayrılan masaya atar atmaz kendimizi muhteşem yemeklerin teşhir edildiği alanda bulduk..
Bu ramazan günü sevaplarınıza sevap katıyıorum bu fotoğraflarla biliyorum, Allah kabul etsin..
Ama akşama ne pişirsem diye düşünenlerinize açık büfe seçenek,
..nereye gitsek diye düşünen İzmirli'lere de bir alternatif olur diye düşündüm..
Fast Food'a karşı "Slow Food"u savunan işletme sahipleri "sadece zararlı yiyecekler çok lezzetli oluyor" zırvalamasını çok güzel çürütüyorlar..
.
Beğendik Abi ve Bumerang'a bizi bir araya getirdiği için teşekkürü bir borç bilirim..
Afiyet olsun.
.
.
geçen yaz izmir'e geldim..9-10 yaşında bi kere gelişimi saymazsak ilkti :) tabii kocca nereye götürürse iyidir diip oralara talim ettim..şimdi tekrar gelmeyi düşünüyoruz ve ben sürekli "kocca alsancakta şurası varmış alaçatıda burası varmış" diye darlamaya başladım adamı! :) sayende yeni bi yer daha eklendi listeye! :) şu "gidelim gömelim" yazılarını bi hatmedelim madem! :)
YanıtlaSilSaçların çok güzel oldu canısı <3
YanıtlaSilOoof siz cok guzel bir kadinsiniz bee!
YanıtlaSil"Özçekim" demişsiniz, ne mutlu oldum :) <3 Fotoğraflar harika!
YanıtlaSil:)
YanıtlaSilYemekler harika görünüyor 😃 diyeti bozdurur yoldan çıkarır valla 😆 buarada sende bir harikasın canım, hep böyle mutlu ol inşallahhh, canımsın...❤️
YanıtlaSilOkuduğumdan beri en çok turşu suyuna takıldım yaaaee, ne biçim de canım çekti!😍
YanıtlaSilGuzel kadin hep guzel gunlerin olsun artik
YanıtlaSilYemekler harika.
YanıtlaSilUzun zamandır yoksun.
Yarın 28 Ağustos .
Seni unutmadık Ece.
İyi ki doğmuşsun.Ailene neşe katmışsın ..
Seni hep güler yüzünle , güzel yüzünle hatırlayacağız.
günaydın elif :)
YanıtlaSilNerelerdesin
YanıtlaSilBen hiç yorum yapamadım şimdiye kadar size... Ne desem hissettiklerim ya da düşündüklerimi yazıya dökemedi, ama gözlerim şişene kadar ağladım, ama kahkahalar atarak güldüm, ama o salak yorum yapana lügatımdaki tüm küfürleri gönderdim ama yazamadım, hep boş geldi, fakat dün yazdınız sonra da bu postu koydunuz ya yine... Keşke dedim, keşke uçuversem de Ankara'dan İzmir'e, ya da Aydın'a geldiğimde gidiversem de, omzumu versem de, beraber ağlasak keşke, keşke azıcık ama azıcık yanınızda olabilsem, dermanı yok ama... Kayınvalidemin oğlu yani eşimin abisi de herkesin gözü önünde, marmaris siteler yolunda yarışan 2 arabanın önünde kalıveriyor, kayınvalidem ya da annem diyim, geçen 40 sene sonra hala anlatırken hüngür hüngür ağlıyor, hala içi parçalanıyor, yok işte yok çaresi ama işte etrafındaki omuzlarla diğer evlatları ile yine devam ediyor, ve inanın gerçekten inanın gülüyor, ki evladını kaybettiği günün ertesi yılı da acısından kahrolan eşini bu sefer kucağında başı elleri arasındayken kaybediyor, 39 senedir de eşi yok, ve yine annem 2 yaşındayken, annesi ona bir kap içinde yiyecek birşeyler koyuyor ve evladının yanıbaşında kendini asıyor, ve yine o annem babasını hiç bilmiyor bile... Acının ne kıyası olur, ne avutması, ne bak gör daha kötüleri de var demenin saçmalığını, yok ben bunu size kıyaslamak için yazmadım, sadece bilin istedim, annem her şeyi hatırlıyor, 2 yaşını bile, 40 sene öncesini de, 39 sene öncesini de, ama şimdi torunu aradığında ya da ben aradığımda öyle sevinçle açıyor ki telefonu, biz Aydın'a gittiğimizde öyle mutlu oluyor ki, biliyorum ben çünkü mutluluğunu...
YanıtlaSilSabır diyor, sadece sabır bunun ilacı...
Ben sizi çok seviyorum ve siz böyle yazıp sonra silince çok endişeleniyorum, ki bu benim yani sıfır diyalogda olduğunuz birisi, yani sizi sevenler, sizin sevdikelriniz kimbilir ne haldedir?
.............................
Yazmıyorsun artık :(
YanıtlaSil