Eveett gezimizin ikinci gününden devam ediyorum..
Bit pazarı hayal kırıklığından sonra Nicolas bizi arabayla Sacre Coeur'e kadar çıkardı..
Bu merdivenler meşşhurr Sacre Coeur merdivenleri değil.. Arabayla en çok bu kadar yaklaşılabiliyor.. Yani isteseniz de istemeseniz de bir miktar merdiven çıkmak gerekiyor..
Ama kesinlikle değiyor..
Aslında bu bazilika çok çok da eski sayılmaz.. Yapımı 1914'de bitmiş ve tam 39 sene sürmüş..
Dışından çok içerisi görülmeye değerdi bence ama maalesef fotoğraf çekmek içeride kesinlikle yasaktı..
Hatta fotoğraf çeken bir adamı kelimenin tam anlamıyla yaka paça dışarıya attılar..
İçerisini gezdikten sonra, içeriye girerken sırtınızı verdiğiniz manzarayla daha bir net karşılaşıyorsunuz..
Sacre Coeur Paris'in en yüksek rakımında bulunuyor.. Yani böyle bir manzara pek başka yerde yok da diyebiliriz..
Neyse...
Gezimizi tamamladıktan sonra sıra aşağıya inmeye geliyor..
Tabi ki sağa doğru seğirtince Paris'in her on adımında bir rastlayacağımız hediyelikçilerden birine rastlıyorsunuz..
Benden tavsiye 1€ ya satılan Eiffel Kulesi anahtarlıklarından bile almayın.. Çünkü aşağıda aynıları 0,30€..
Biz aldığımız ıncık cıncığın yanında dükkanın cafeterya kısmından bir soğuk sandwich ve favori çikolatamızdan aldık..
Sonra da aşağıya inmeye karar verdik..
İsterseniz merdivenlerden inebilirsiniz.. Çıkmak zor da inmesin o kadar zor değildir herhalde :)
Biz daha önceden aldığımız 5 günlük biletlerimizin siftahını yaparak Finuculaire'e bindik..
Kendisi bir nevi asansör sayılabilir..
Finuculaire'den inince sizi Kemeraltıvari bir sokak karşılıyor..
Ama dükkanlar daha güzeldi :)
Bakınız burası macaron ve çikolata tükkanı..
Kokusuna ve görüntülere bakmaya doyamadım..
İnsan dayanamıyor..
Biz şöyle ortaya karışık bir şeyler aldık ama tabi ki en güzeli kakaolu olandı..
.
Devamı gelecek..
Yorum Gönder
Çok güzel yorum yazıyorsunuz.. Ne de güzel yazıyorsunuz.. Azcık daha yazsanıza..