Geçenlerde dolmuş durağında bekliyorum.. Yani, İzmir’de öyle
dolmuş durağı kavramı pek yok ama deynekcilerin durak haline getirdiği noktalar
var..
Kıbrıs Şehitleri'nin oradaki dolmuş durağında bekliyorum..
Yalnızım.. Dolmuş çabuk geliyor zaten.. Ama buna rağmen 5 dakika olmuş ben
oraya geleli..
Derken dolmuş geliyor.. Boş.. Seviniyorum çünkü arka
koltukta sıkışmaktansa ön koltukta tek başıma oturmayı tercih ederim.. Ve o boş
“ön koltuk” benim hakkım..
Dolmuş hemen önümde duruyor..
Sarışın, dünyanın kendi
etrafında döndüğüne inandığını düşündüğüm 45 yaşlarında bir kadın adımlarını hızlandırarak geliyor ve ellerimiz aynı anda ön
kapının koluna gidiyor.. Sesimde, “çok pardon ama ilk ben geldim, bekliyordum ve ön kolduk
benim hakkım” tonlamasıyla kapının koluna daha sahiplenici bir hamle yaparak “afedersiniz”
diyorum. Bence sesim hem nazik, hem de hakkımı yedirmeye niyetimin olmadığını
gösterir bir tonda..
Kadın yüzüme bile bakmadan, nefret dolu bir tonlamayla,
hatta “sen kim oluyorsun?” dercesine “arkaya geçer misiniz!” diye kükrüyor..
“Zaten acım var, sıçarım senin şarap çanağına, geç arkaya, bu koltuk
benim hakkım” diyerek saçından tutup arkaya çekesim geliyor kadını.. Hem de öyle
böyle değil.. Biri kavga çıkarsa da haklı haksız bir stres atsam sanki
rahatlarmışım gibi bir haldeyim zaten…
Tek bir laf etmeden geçiyorum arka koltuğa ama sinirimden
yanaklarımın kızardığına eminim.. Kadının tek bir laf daha etmesini bekliyorum..
Tek bir laf daha etse bütün hıncımı ondan çıkartabilirim.. Terbiyesizdi. En
azından iki laf etmeye bile hakkım vardı ama sinir bozucu laf dalaşına halim yoktu.. Zaten o yüzden
susmuştum..
Yolda kendimi sankinleştirmeye çalıştım.. “Belki de onun da
bir derdi vardır” diye düşünmeye çalıştım.. Belki onun da benim kadar büyük bir
derdi vardır ama o daha memnuniyetsiz bir insan olduğu için bu şekilde
davranıyordur..
Ne olduğunu bilmeden empati kurmak..
“Belki de…” diyerek kendini karşısındakinin yerine
koyabilmek..
Biliyorum.. Muhtemelen yanlış gelişmiş karakteri ve süper
ötesi egosu yüzünden bu şekilde davrandı bana.. İnsan yerine bile koymadı..
Yüzme bakmadan yaptı yapacağını.. Ama
belki de çok çok büyük bir derdi vardı..
Boş verdim..
.
.
Bugün kuaföre gittim.. Yıllardır kızıl olan saçlarım artık
kahverengi, önünün uçlarında da çok az bir sarılık var.. Canım değişiklik istediğinden değil, artık kendi bakımım için pek
vakit harcayasım gelmediğinden..
Kuaförde orta yaşı baya geçmiş, fazlaca bakımlı, iyi niyetli
ama haddini bilemeyengillerden bir bayan..
Hep var zaten onlardan.. O yüzden de kuaförde vakit geçiresim pek yok artık..
-İyi yanmamış senin saçların bugüne kadar.
-Bence güzel saçın, boyatma, birden çok yıpranabilir.
-Önlerini kızıl bırak bence.
-Senin saçların zaten kısa, neresine sarı attıracaksın?
Olmaz ki.
Hepsine de gülümseyerek cevap verdim.. “Ferit bilir ne
yapacağını.” Dedim..
Ferit kuaförüm.. Zamanla arkadaşım gibi oldu.. Oradaki
diğer herkes gibi..
“Ay ben de görmek istiyorum” diyerek gitmedi kadın saçları
bitmiş olmasına rağmen.. Hem haddini bilmez hem meraklıgillerden..
Ferit eline fön makinesiyle fırçayı aldı, “aman Ferit, fön
çekmeyeceksin di mi?” diye sordum.. “Yok ya, bayan görsün de gitsin" diye
fısıldadı..
“Ayy güzel oldu canım.. Güle güle kullan” dedi kadın..
“Çok teşekkür ederim, size de sıhhatler olsun” dedim artık
gider umuduyla..
“Mutsuz kadınlar çok oynarmış saçlarıyla” dedi susmayı
beceremeyengillerden olan bayan..
“Hıhı evet” dedim içten gülümsemeye zorlayarak kendimi..
“Hayatım güzelliğine bak, gençliğineee bakkk.. Hayatın güzel
yanlarını görmeye çalış.” dedi sanki o ana kadar somurtuyormuşum gibi..
“Benim bir buçuk yaşındaki kızım ölmüş, kusura bakmayın ama
göremeyeceğim şu an hayatın güzel yanlarını” dedim aslında görebiliyor olmama rağmen.
Dedim, gider sandım.. Belki bir özür diler, baş sağlığı
diler de, yaptığı patavatsızlıkları fark edip uzatmadan gider, bu da ona genç
bir annenin verdiği ufak bir ders olarak kalır diye umdum..
Gitmedi..
“Ayyy canım benim… Neden?!!” diye uzattı.. Uzatması yetmedi
devam etti..
“Olsun bak gençsin, yine yaparsın!”
Ah be teyzecim be.. Gelmişsin 70 yaşına, hiç mi böyle bir durumda ne dememen gerektiğini öğrenememişsin? Susmak acı paylaşmanın en güzel hallerinden biri değil midir bazen?
Sanki çeyizimden kalma yemek takımımın bir parçası kırılmış
da yenisi alabilirmişim gibi söylemeseydin keşke..
Ben bilmiyor muyum genç olduğumu? Ben bilmiyor muyum çocuk
doğurabileceğimi?
Biliyorum, iyi niyetliydin ama "yine yaparsın" demek yerine, "belki bir çocuğun daha olur, size iyi gelir, teselli olursunuz" da diyebilirdin..
Sanki benim derdim “çocuk sahibi” olmak!
Benim kızım gitti
kızım! Bir buçuk yaşındaki, güzeller güzeli, sarılan, öpen, yemeğini bile kendi
yemeye başlamış, baba diyen, mama diyen, hatta çişini bile söylemeye başlamış
kızımdan bahsediyorum..
.
O konuştu konuştu gitti.. Densizlik ettiğini fark etmedi..
Muhabbet etmeye pek hevesli olmadığımı hissedemedi.
Uzatmaması gerektiğini bilemedi.. Hayat dersi vermek istedi ama veremediğini, genç birisinin de dersini almış olabileceğinden ders veremeyeceğini bile fark edemedi.. Çok iyi niyetliydi.. Ama yeterli değildi..
Yaptığı tek şey yara deşmek oldu.. Onu bile göremedi..
Karşındakinin yaşadıklarının ne olduğunu bilmeden, hatta bir
şey yaşamış olup olmadığını bile bilmeden “ya yaşamışsa” diyerek empati kurabilmek
çok önemli..
Hoş görmek..
Karşındakini
hoş görmek de çok önemli, boş verebilmek de.. İç çekip geçebilmek de..
Bazen empati yapıp susmak lazım, bazen de yabancılarla yaptığın ufak sohbetleri fazla
uzatmamak..
Her şeyin fazlası zarar..
Muhabbetin bile..
O yüzden saçlarım artık kahverengi..
Şimdi biraz sessizlik.. En azından ben tekrar isteyene kadar..
Canım ablam sıkma canını maalesef hayatta olması gerekenler yok yaşamayı bile hak etmeyenler var şu hayatta
YanıtlaSilBazen gerektiğinde fazla gereksiz
YanıtlaSilkuafördeki kadını parçalasam ya! hep böle olur zaten elif dağlar kadar büyük bi derdin olur ve bütün manyaklar da seni bulur!
YanıtlaSilhazır iki kere ortam olmuş bağırıp çağırsaydın ya..ne bileyim desarj olurdun belki..off bilmiyorum..belki de pişman olurdun cıngar çıkardığına..
bu aralar bunaldım seninkinin yanında ufak tefek sayılır her dert farkındayım ama bunaldım işte..cumartesi günü hiç tanımadığım insanlarla bağrış çağrış kavga ettim..oğlum da yanımdaydı..el kadar bebek huzursuz oldu tabii..desarj oldum sandım ama salim kafayla düşününce oğlumu korkuttuğumu fark ettim ve deli gibi pişmanım..
of elif off..annelik sonsuz bi empati yeteneği katıyor insana..belki de o iki kadın anne değillerdi?
İnsan kendi derdini sindirip bir yaşama şekli tutturmuşken çevredekiler daha çok acıtıyor canını...iyi biliyorum.
YanıtlaSilElif, insanlar ne konuşacaklarını bilemiyorlar, durmaları gereken zamanları hiç anlamıyorlar. Sen ona küçük zeve den bahsettiğinde belkide anlamsdı bile neler olduğunu, ya da oldu bitti ama sen üzülmüyorsun zannetti... İnsanlar çok bencil. Bunu hergün görüyorum ve üzülüyorum. Hep kendimizi düşünüyoruz karşımızdakilere hiç aldırış etmeden. Akıl vermeyide çok seviyoruz maalesef...eminim saçların sana çok yakışmıştır. Güzel kalbin mutlu olsun yüzün gülsün artık, ne kadar zor olsa da başaracaksın bunu bir gün biliyorum. Seni sevgiyle kucaklıyorum.
YanıtlaSilElif cok güzel söylemişin en güzeli susmak senın içindeki fırtınayı anlamazlar
YanıtlaSilÖyle patavatsız insanlar varki şu hayatta, yaşı yetmişde olsa birşey ögrenememiş, nerde ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını bilememiş insanlar bunlar... Ve hep de uzak durmaya çalıştıkta burnunun dibinde biterler, sevmediğin ot misali...
YanıtlaSilÇoğu insanlar birini eleştirirken, yargılarken hiç benimde başıma gelebilir diye düşünmüyorlar maalesef, hep beyinlerinin bir kısmıyla bakıp konuşuyorlar... Evet hayat çok acımasız diyoruz ama aslında dayanılmaz olan hayat değil insanlarmış....halbuki sendinde dediğin gibi, birazcık empati yapmayı becerebilseler ne kadar güzel olurdu...
Bazen insan öyle çileden çıkıyorki, sinirini birilerinden çıkarmak, ortalığı dağıtmak geçiyor içinden, sana hakveriyorum canım... İnan ben bile yazını okurken, iç sesimle, küfürler yağdırdım hem dolmuştakine, hemde kuafördeki kadına... Tam sopalık derler ya, öyleleri rastlamış sana. Ig'de de bazen birkaç patavatsız kendini bilmez çıkıyor, lütfen aldırış etme canım.. Dövmekle, sövmekle bitmez bunlar...
Sen kendini üzme yeter Elifcim, bak senden bir yazı bir resim gelecek diye bekleyen binlerce kişi var, biz seni çooookk seviyoruz ve herzaman dualarımızla senin yanındayız canım....❤️
Yeni saçların kimbilir ne kadar çok yakışmıştır güzel yüzüne... En kısa zamanda görmek dileğiyle, şimdiden maşallah canım... 😍
YanıtlaSilBir haftadir geceleri deliksiz uyuyamiyorum. Aslinda uyuyorum ama zihnim açik gibi. Boyle anlarda hep korkarim cunku uzulecegim bisey yasarim sonunda. Cok sevdigim kuzenimin beyninde tümor oldugunu ogrendik. 4 yasinda kucuk bir cocugu var babasi yok. Bugun acil ameliyat oldu. Doktor yumruk kadar olmus bu tümör nasil farkedilmedi simdiye kadar dedi. Malesef umut yok. Kurtulmasi mucize dedi. Saçlarini kestiler diye aglayarak girdi ameliyata herseyden habersiz. Ameliyattan cikti haberini aldigimda bahcedeydim kosarak ciktim 4. Kata ikiser ikiser merdivenlerden herkes ordaydi. 3. kata ulasamadan bagirislar duydum yuruyemedim. Kötu bisey oldu kaybettik dedim. Akrabasi kavga cikarmis meger boktan bi sebeple. O inletiyormus yeri gogu Iste o bahsettigin ego ve sifir empati insan ornegi. 48 saat uyutulacak ve bekliycez dedi doktor dua edin dedi. Senden de dua istiyorum o tertemiz kalbinle.
YanıtlaSilAllah'ım şifa versin, mucizesini göstersin... Tüm kalbimle dua ediyorum canım... Umarım müjdeli haberini alırız..
Silçok geçmiş olsun..ben de 12 gün önce kanserden kaybettim kuzenimi..ama siz kaybetmeyin inşallah iyileşsin o küçücük çocuğun hatırına iyileşsin..
SilÇok geçmiş olsun dilerim sağlığına kavuşur
SilElif. Canim. Allah razi olsun hepinizden dua eden herkesten. Kendine geldi. Konusmus yemegini yemis. Ameliyat iyi geçmiş çok güçlüymüs, bundan sonrasi Allah'a kaldi dua edin demis doktor. İnsallah iyilesecek.
SilÇok şükür :) O kadar sevindim ki anlatamam.. En yakın zamanda eskisinden daha sağlıklı olur inşallah.. Çok şükür...
SilAllah yardımcısı olsun, şifasını versin inşallah. Allahım sağsalim ayağa kalkmasını nasip etsin, o küçücük yavru annesiz kalmasın inşallah
Silçok şükür! çok sevindim! :)
SilAllaha sukur ben de cok sevindim insallah eskisinden daha da iyi olur
Silkuzeniniz @ayyy
Cok seviyom seni.
YanıtlaSilEsas ben seni çok seviyorum :)
SilBence o insanlar, kötülüğe biraz iyilik bulaştırman için çıktılar karşına.. Sen de onların değil, kendi dilinden konuştuğun için en doğrusunu yapmışsın.
YanıtlaSilBen saçlarının kahverengi rengini de beğeniyorum Elif.
YanıtlaSilVe sana sonsuz sabır diliyorum tekrar tekrar. Malesef o densiz insanlardan çok var etrafımızda.
Allah yüreğindeki yangını söndürsün inşallah Elif"çiğim.
Eskisi gibi yüzün gülsün inşallah.Güne huzurla uyan inşallah.
Yine seni düşündüm dün gece,her gece gibi.
"Allah"ım kalbine huzur ver " diyerek.
Diyorsun ya o sarılırdı, öperdi, çişini bile söylemeye başlamıştı. Ece vardı, gerçekti. Dokunurdu ,
yürürdü, gülerdi. Biz de onu severdik. İyi ki blogun var ve biz sizi tanıdık , Ece"yi tanıdık.
Bir gün Ece"yle doya doya hasret gidereceksin inşallah.
O gün gelinceye kadar huzur dolu , mutluluk dolu bir ömür geçirmeni diliyorum Elif"ciğim.
Canım Elifim; evet haklısın. Minik Eceyimiz henüz 1,5 yaşında olmasına rağmen bir sürü şeyi yapıyordu. Çok tatlıydı yavrum. Bir çocuğun ne emeklerle, ne sabırla büyütüldüğünü ancak "anne" olan, gerçekten evladını seven anne anlayabilir. 1,5 yıl boyunca doğumundan itibaren ne büyük emeklerle büyüttün Eceyini. Kolay mı? O yüzden çok değerliler. Hayatında hiç kimseye bu kadar emek vermiyorsun.
YanıtlaSilÇocuğuna verdiğin emek kadar, kime emek harcıyoruz?
Canından can veriyorsun, hayat veriyorsun bir canlıya.
Bir anda senin dünyan, hayatın, herşeyin oluyor o minicik bebek.
Ne söylesen haklısın Elifim. Acıların en büyüğü. Bundan ötesi olamaz.
Allah büyük sabır versin. Yardımcınız olsun, dünyanın en iyi kalpli insanı Elifim.
*Dolmuştaki kadının derdinin; genç sevgilisiyle kavga etmiş olabileceğini düşünüyorum. Gerçek derdi olan bir insan asla o kadın gibi sana davranamaz emin ol Elifim.
**Kuafördeki teyzenin de; hiç çocuğu olmadığını ya da olsa dahi evlat sevgisi taşımayan bir anne olduğunu. Bu yüzden de evlat acısı nedir bilemeyeceğini, seni anlamasının mümkün olmadığını düşünüyorum.
İki anlamsız söylem: "Neden?" "olsun bak gençsin yeniden yaparsın" !!! ne denirki. kendini bilmeyen bir insan zaten karşısındakinin halini bilirmi, düşünmek istermi, umrunda olurmu... Vicdan en önemli vasfımız insan olmamız için ama bazıları bundan yoksun ve mümkünse bari şu aralar senin karşına böyle münasebetsizler çıkmasın.. Okurken hop oturdum hop kalktım bu kadarına pes diyorum elifim...
YanıtlaSilEceyim hep dualarımda 2,5 yaşımda kızımında kilisede hep bir mumu eceye yanıyor. Sizi çok seviyor iyi olmanızı istiyorum.
Sevgiler-Ketrin
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilCanım kardeşim, güzel annem... Malesef hangimiz gün gelmiyor kuafördeki teyze ya da dolmuştaki sarışın kadın gibi densiz had bilmez düşüncesiz davranışlarda bulunmuyoruz ki.Yüreğine cennetten gölge düşmüş melek annem affet onları affet bizleri sen yine o naif o kocaman yüreğinle yapmaman gerekeni yapmışsın nasıl büyüksün gözümde bir bilsen nasıl seviyorum seni bir bilsen...
YanıtlaSileminim bu paylaşımını okuyan herkes bu keşmekeşte bu dünya aciliyetlerinde biraz daha empati yapıp daha dikkatli olacaktır dolmuşta durakta yolda her hangi bir yerde karşılaştığı tanımadığı birine ya da evinde eşine çocuğuna annesine babasına.... inan buna vesile olan yine sen can elifim... Dualarımdasın
"Belki onun da benim kadar büyük bir derdi vardır" diyebilecek kadar hangimiz yürekliyiz ki?
YanıtlaSildaha önce de söylediğim gibi;
"... bir Meleğin annesi iseniz eğer,bir Melek kadar
ince ve naif olabilirisiniz ancak, tıpkı senin gibi canım"
Ne kadar koyuyoruz başkasının yerine kendimizi?
Karşımızdakine ne kadar hoşgörü ile bakıyoruz?
Kalp kırmamak için ne kadar çaba sarfediyoruz?
Bu örneklerde ki kişiler kadar acımasız değiliz belki de
ama istemedem acıttığımız ,kırdığımız kalpler vardır elbet.
yeni saçlarını güle güle kullan, çok yakıştığına eminim..
en yakın zamanda görmeye gelicem..
ağzınıza sağlık. şu an içinde bulunduğum hassas dönemde etrafımda öyle çok oldu ki bu meraklıgil, haddini bilmezgil, çenesini kapayamazgillerden. arkadaşım dediğim bazılarını hayatımdan çıkarttım bile. bir gün de minibüste yanımda oturan kadın çocuğun var mı dedi. hayır yok dedim. yoksa olmuyor mu dedi. şeytan indir yumruğunu suratının ortasına dedi, ya da acı bir karşılık ver dedi. ben sadece yeni evli sayılırız demekle yetindim. ve simple present tense ne güzel demiş yorumunda: insan kendi derdini içselleştirip bir yaşam şekli tutturmuşken çevredekiler daha çok acıtıyor canını.NOKTA. sevgiler Elif K.
YanıtlaSilKahverenginin en güzel tonudur şimdi senin saçların Elif Abla, insanlarin da en güzel tonusun sen..
YanıtlaSilYazdıklarınızı o kadar içten hissediyorum ki. Bende sizinle sürekli empati kurmaya çalışıyorum, artık sizi ne kadar anlıyorsam bilmiyorum ama hissediyorum. Saçınızın rengi kızıl olmuş kahve olmuş hiç önemi yok kendinizi iyi hissettikten sonra tek isteğim içinizi karartmayın ne olur.
YanıtlaSilGüle güle kullan yeni rengini. Kahverengi güzeldir. Yakışmıştır sana da.
YanıtlaSilMutlaka güzel olmustur yeni imajin ama görmek istiyoruzzzzzzz yinedeeee
YanıtlaSilKeşke hayat hep anlayışlı insanları çıkarsa karşımıza Elif.
YanıtlaSilBenim hayat felsefem oldu bu "ya bir şeyi varsa" diye düşünüyorum bazen canımı sıkanlar için yoksa bile daha yaşanılabilir kılıyor benim için hayatı böyle düşünmek.
Sarıldım kocaman
benzer bir sey geldi benim de basıma ve paylasmak istedim; abimi trafik kazasında kaybettim ben. tam kazadan 15dakika once mola veriyor ve sonrasında yolu az kaldığından ve sıkıldığından bağlamıyor kemerini ve ... geçenlerde arkadaslar bunu bildikleri halde emniyet kemeri takılmadiginda noluru kamu spotu tadında sohbetlediler :( evet bu cahillik biliyorum da benimki gazete haberi degil ki canım yanmış nasıl boyle konuşuyorsun benim yanımda demek istedim ama sustum...
YanıtlaSilHer gün bakıyorum blogunuza, hatta bazen günde bir kaç sefer..
YanıtlaSilOkuyorum, çok üzülüyorum, isyan ediyorum böyle hayata, gözlerimden yaş akıtıp ağlayamıyorum ama içim ağlıyor, yüreğim daralıyor, diyecek söz yok biliyorum,ne denilebilir ki... Hayatta herşeyin boş olduğunun kanıtı..
Çok haklısın
YanıtlaSilTesadüf eseri blogunuzla karşılaştım.
YanıtlaSil2 günde tüm yazılarınızı okudum.
Allah sabır versin demekten başka bir şey gelmiyor malesef elimden
2008 yılında annemi kaybettiğimde hayata bakış açım o kadar değişti ki insanları artık daha iyi gözlemliyorum ve ne yazık ki bir çok kişi böyle bir acıyı yaşamadan ne hissettiğimizi anlayamıyor.
Yazmanın sizin için ne kadar güzel bir terapi olduğunu fark ettim . Keşke bende yapsaydım.